21 Mayıs 2020 Perşembe

ZERDÜŞT’ÜN İNSAN TİPLERİ AYRIMI VE BENGİ DÖNÜŞ




Makalemi kaleme alırken Zerdüşt’te yer alan insan tipleri ayrımıyla beraber Nietzsche’de yer eden bengi dönüş kavramı üzerinde duracağım. Nedir bengi dönüş ya da amor fati? Bu soruları derinlemesine cevaplayıp Nietzsche’nin portresini kelimelerle çizeceğim. Öyle ki Zerdüşt bize neler buyurdu? Zerdüşt bizden ne istedi ve ne gibi levhalardan söz etti işte tüm bunları açmak için kalemimi masamda yer alan mürekkebe batırıyor ve bu beyaz sayfaları derin düşüncelerle dolduruyorum…

Zerdüşt’te İnsan Tipleri

Nietzsche’de 3 ayrı insan tipi mevcuttur. Bunlardan ilki sürü insan, bir diğeri özgür insan ve sonuncusu üst insan ya da yaratıcı / trajik insandır. Bu insan tipleri ayrımını güç istenci ya da başka bir deyişle Kısaca sırasıyla Nietzsche’nin bu insan tiplerini açıklayalım.

İlkin baktığımızda sürü insan, toplumda en yaygın olan insan tipidir. Her şeyi kabul eder, zayıftır ve varlığını sürdürmek için başkalarına muhtaçtır. Söz konusu olan bu insan sürü içinde konforlu ve rahattır. Sürü içinde yandaşlar mevcuttur. Sürü insan içinde ya da bir başka deyiş ile kalabalıklar içinde korunmuş oluyorsunuz. Böylece insan kendini güvende hissetmiş oluyor. Nietzsche bu insan tipi için Böyle Söyledi Zerdüşt adlı eserinde şöyle der: “Çalmamalısın! Öldürmemelisin! – Bir zamanlar kutsal sayılırdı böylesi sözler; insanlar diz çöker, boyun eğer ve pabuçlarını çıkarırlardı bu sözlerin önünde…”[1] Nietzsche böyle diyerek eski levhaları kırmamızı ister. Ayrıca sürü insan için de deve metaforunu kullanır.

Bir diğer insan tipi ise özgür insandır. Bu insan tipi, değerler yaratma isteğini hayata geçirebilme cesaretine sahip olan insandır. Özgür insan kendi değerini yaratmazsa bir süre başka sürülere bağlı kalacaktır. Bu sürünün değer yargılarıyla ayrılıp düşüncelerini ortaya koyması ya da yıkıcı “hayır” ile iyi-kötü levhalarını ayırt ediyorsa bu insan özgür insan kısmına geçiyordur. Bu insan tipinde Nietzsche aslan metaforunu kullanır. Nietzsche şöyle der: “Kendine özgürlük yaratmak, ödevini kutlu bir Hayır’la yanıtlamak: İşte kardeşlerim, bunun için gerek var aslana.”[2] Düşüncelerini sürü içinde ortaya koymak için tek başına durabilme gücü ve cesaretine sahip olmak için aslan gibi olmak gerekir. Söz konusu olan sürüde kendi başımıza durup düşüncelerimizi ortaya koyabiliriz. Ancak böyle sürüye uymamış oluruz.

Son insan tipi olan yaratıcı / trajik ya da üst insan için Nietzsche şöyle der: “Tanrı öldü: Şimdi biz istiyoruz ki üst insan yaşasın.”[3] Nietzsche üst insanın yaratıcı insanın yaşatmayı vurgular. İnsan kendine yeni değerler yaratıyorsa, işte o insan üst insandır. İnsanın kendini aşması gerekir. Üst insan bir çocuktur yani çocuk metaforu onu temsil eder. Çünkü çocuk sürekli soru sorarak hayal gücüyle hareket eden bir yaş grubudur. Bilindiği üzere çocuklar sürekli sorguladıkları için her şeyi merak ettikleri için kısmen filozof sayılabilirler. Yetişkinlerde olduğu gibi hınç ya da kin beslemezler. Hemen unuturlar. Çocuk her şeyi hayal gücüyle ve istemiyle yapar. Nietzsche yetişkinlere, çocukken nasıl hareket ediyorsak sürekli soru soran yaratıcı eylemde bulunmak gerektiğinden söz eder.

Nietzsche’de Bengi Dönüş

Nietzsche’nin ‘bengi dönüş’ (amor fati[4]) kavramını Ecce Homo adlı eserinden bağımsız düşünemeyiz. Öyle ki bu eserde bengi dönüşü Nietzsche şöyle tanımlar: “Bengi dönüş öğretisi, yani sınır tanımadan sonsuza dek her şeyin durmadan yok olup yeniden doğması…”[5] Söz konusu olan bu eseriyle Böyle Söyledi Zerdüşt’ün, ana konusunun ya da ana fikrinin bengi dönüş olduğunu ve onun erişilebilecek en yüksek olumlama ilkesi olduğunu ifade eder. Sürü insan yaşamı olumlayamaz ancak üst insan yaşamı olumlayabilir ve kendinden öte bir dünyayı yaratabilir.

Nietzsche’nin: “Dünya dediğiniz şeyi önce siz yaratmalısınız: Bizzat sizin aklınız, sizin imgeniz, sizin isteminiz, sizin sevginizde şekil bulmalı o!” sözünde en yüksek olumlama ile yani sınır tanımadan sonsuza dek oluş ya da değişimle yeniden dünyamızı ve kendimizden öteyi yaratıp yok olmayı vurguluyor.

Nietzsche, Böyle Söyledi Zerdüşt’te şöyle der: “Bakın, üst insanı öğretiyorum size. Üst insan yeryüzünün anlamdır, isteminiz desin ki: Üst insan yeryüzünün anlamı olsun.”[6] Nietzsche, böylece Tanrı’nın ölümünden sonra üst insanın yeryüzünün anlamı olduğunu bizlere söyler. Bengi dönüş bu bağlamda bir oluş, bir yok oluş olarak üst insan üzerine bağlanır. Nietzsche, “bengi dönüş” öğretisiyle insanın nasıl yok olacağını öğreneceğini gösterir. Ona göre insan aşılması gereken bir şeydir.[7]

Nietzsche insanın ip olduğunu ifade eder: “İnsan bir iptir, hayvan ile üstinsan arasında gerilmiş- bir ip ki uzanır bir uçurumun üzerinde.” Söz konusu olan bu ip benzetmesi insanın kendini aşıp öteye geçmesini uyandırmayı amaçlar. Basitçe bir ip gibi düşünmemeliyiz. Bu noktada üst insan ile hayvan arasında yer alan gergin bir ip olarak yer etmektedir.

İnsan mutlaka kendini sevmeyi öğrenmeli Nietzsche için. En nihayetinde insanın kendini sevmesi ebedi dönüşü yazgısı olarak değerlendirmektir. İnsanın kendini sevmesi yazgısını sevmesidir.

Son olarak bengi dönüşte hayattaki her şey doğum, ölüm, keder, üreme, mutluluk yani olup biten şeyler farklı figürler, farklı karakterler üzerinden karşımıza çıkıyor. Zerdüşt, Herakleitos’un yanında olacaktır. Düşünce yolunun çoğunu onunla yürüyecektir. Bengi dönüş içerisinde hayat boyu aynı şekilde yaşanılacaksa bu hayata üst insanın değer vermesi ve dünyasında kendini aşıp öteye geçmesi gerekecektir. Asla bunun aksini Zerdüşt bizlere buyurmayacak ya da söylemeyecektir.



KAYNAKÇA

·         F. Nietzsche, Böyle Söyledi Zerdüşt
·         F. Nietzsche, Ecce Homo
·         Cogito Dergisi, Nietzsche: Bir  Kayıp Dünya, Sayı 25
 


[1] F. Nietzsche, Böyle Söyledi Zerdüşt, (Çev. Mustafa Tüzel), İstanbul: TR İş Bankası Yayınları, 2019, s.203
[2] F. Nietzsche, Böyle Söyledi Zerdüşt, (Çev. Mustafa Tüzel), İstanbul: TR İş Bankası Yayınları, 2019, s.20
[3] F. Nietzsche, Böyle Söyledi Zerdüşt, (Çev. Mustafa Tüzel), İstanbul: TR İş Bankası Yayınları, 2019, s.290
[4] Yazgını sev!
[5] F. Nietzsche, Ecce Homo, (Çev. Can Alkor), İstanbul: İthaki Yayınları, 2003, s.62
[6] F. Nietzsche, Böyle Söyledi Zerdüşt, (Çev. Mustafa Tüzel), İstanbul: TR İş Bankası Yayınları, 2019, s.6
[7] F. Nietzsche, Böyle Söyledi Zerdüşt, (Çev. Mustafa Tüzel), İstanbul: TR İş Bankası Yayınları, 2019, s.199

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

WITTGENSTEIN FELSEFESİNDE DİL VE DÜNYA İLİŞKİSİ

  "Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarını imler." Wittgenstein Ludwig Wittgenstein’ın, dil felsefesi bağlamındaki görüşlerine biz...